SOGUKOLUK YAYLASI

AKDENİZ'de Bir Güzelyayla:
SOĞUKOLUK











İskenderunluların yoğun ilgi gösterdiği Soğukoluk Yaylası yeni adıyla Güzelyayla, yeniden bir mesire yeri olarak cazibe merkezi olmaya aday. Güzelyayla kartal yuvası gibi yükseklerde konumlanmış ve çevresini çam ormanlarıyla süslemiş gizli bir bahçe. Bu bahçeye girdiğinizde sizi denizin, ormanın ve yaylanın muhteşem havası karşılıyor.


Suyu ve havasıyla Akdeniz ikliminin karekteristik yayla havası özelliklerini taşıyan Soğukoluk, çam ağaçlarının hakim bitki örtüsü olduğu bir yayla. Soğukoluk, İskenderun’a 18 km, Arsuz’a 40 km uzaklıkta.

Hatay’ın güzel ve zengin doğasına nereden baksanız farklı bir tat alabilirsiniz. Akdeniz’in en uç noktası Samandağ sahilinden İskenderun’a kadar uzanan sahil yolunun eşsiz manzarası... Harbiye’nin serin şelalelerinin dingin sesi... Antakya sokaklarının tarihi mistik havası... Kırıkhan’da Amik Ovası’nda çalışan işçilerin türküleri... Yaz güneşinin sıcaklığını duyacağınız bu mekanların yanında serin ve çam kokularıyla dolu alternatif bir mesire yeridir Soğukoluk. Akdeniz kıyılarından uzaklaşmadan gidebileceğiniz bir konumda olan Soğukoluk. İskenderun’a hakim bir tepe üzerinde yer alır. Arsuz’u ve tüm Akdeniz’i kuşbakışı görebileceğiniz bu tepe üzerindeki Soğukoluk yaşam nefesinizi tazeliyor.

Bir zamanlar Ortadoğu’nun en önemli eğlence mekanı olan Soğukoluk aslında bir Belen yaylası. Ancak Akdeniz’e bakan yüzüyle karasal değil daha çok sahil ve deniz havası hakim. Amanos Dağları üzerinde kurulu olan Belen, Amik Ovası’nı Akdeniz’e bağlayan bir geçit gibi. Soğukoluk tam da bu geçidin Akdeniz tarafındaki en yüksek yüzünü oluşturuyor. Ulu çamlarla, meşe ve gülnar ağaçlarıyla çevrili bu yaylaya çıkmak için, Belen-Antakya yolundan tabelalardaki işaretleri takip etmeniz gerekiyor. Yaklaşık 15-20 dakikalık ağaçlı dar ve yol ve rampalardan oluşan yolculuktan sonra Soğukoluk’a geliyorsunuz. Yayla İskenderun’dan sadece 18 km uzaklıkta. Soğukoluk’a yaklaştıkça daha da yükseklere çıkıyorsunuz. Sonunda sizi öğretmenevinin de bulunduğu yapılar karşılıyor. Aslında burada kendini gösteren yapılar değil yeşil alan. Yani binalar doğal dokuya zarar vermeden inşa edilmiş. Neredeyse ağacın dalı zarar görmesin diye duvarlar eğrili büğrülü örülmüş. Çevre çam ve diğer ağaç türleriyle kaplanmış. Soğukoluk meydanına doğru giderken buranın son yıllarda ciddi oranda geliştiğine tanık oluyoruz. Yazın 5-6 bin olan nüfus özellikle haftasonları ve tatillerde 15-20 bine çıkıyor.

YENİ YÜZÜYLE GEÇMİŞİ SİLEN GÜZELYAYLA

Soğukoluk geçmişin acı günlerini geride bırakmış. Yepyeni bir Soğukoluk var şimdi ve gelen misafirleri hoşça karşılıyor. Hatta o kadar iyi karşılıyor ki, gezmeye gelip de buraya yerleşenler bile oluyor. Bu yayla yörenin önde gelen işadamlarının ve yöneticilerin yeni yerleşim gözdesi. Birbirinden güzel binalar bu yeşil tepe üzerinde inşa edilmiş. Ama hiçbir bina bir ağacın boyunu aşmıyor. Soğukoluk’a karşıdan bakanlar sadece yeşil bir dağın bulutla kaplı başını görebiliyor. Soğukoluk, Amanos Dağları’nın bu 800-1000 metre yüksekliğindeki bölgesinde saklı. Binaların hepsi bahçe içinde iki veya üç katlı villa tarzında. Soğukoluk’ta binaların süsü ne boya ne çerçeve. Bu yapıların esas süsü binbir renkteki çiçekler ve bahçeler. Kapılar, duvarlar, bahçeler her yer çiçekle bezenmiş. Kimisi Kırıkhan’dan, kimisi İskenderun’dan gelip bu yaylada yazlık evler yapmışlar. Bu evlerin bahçelerinde boy boy ortancalar göze çarpıyor.

Soğukoluk’a doğru tırmanış bitince sizi bir meydan kahvesi karşılar. Yörenin erkekleri bu kahvede bir araya geliyor. Kimi oturmuş bir sohbete dalmış, kimi de ellerinde tavla kazanma umuduyla bir oyunu başlatıyor. Aslında burada yaşamayı seçerek zaten kazanmış olduklarını biliyorlar. Biraz dinlenmek için kahvedeki söğüt ağacının hemen altına kurulmuş bir masaya atıyoruz kendimizi. Söğüt ağacının o kalın ve damarlı gövdesinde bir incir dalı ilişiyor gözümüze. İki farklı incir türünün aynı ağaç gövdesinde yetişmesine ilk defa burada tanık oluyoruz. Biliyoruz ki birkaç sene sonra söğüt ve incir yaprakları birbirine karışacak, bir gövde üzerinden iki ayrı ağaç yetişecek. Mitolojik bir hikaye gibi sanki. Çaylarımızı yudumlarken bizlere selam verenlerin selamlarını alıp, merhabalaşıyoruz. Genelde yayla nüfusu emeklilerden oluşuyor. Yoğun bir iş hayatından sonra emeklilik günlerini rahat ve huzurlu geçirmek isteyenler buralardan ya ev almış ya da kendi hayallerindeki evleri yapmışlar.
Burada meyveler içinde en çok cevizi görebilirsiniz. Kahvehanenin tam karşısında küçük bir dükkanda birçok hastalığa iyi gelen bu şifalı ceviz ürünleri satılıyor. Cevizin reçeli, suyu, kompostosu, aklınıza gelebilecek birçok şey cevizle yapılıyor. Dikkatimizi çeken bir başka şey de eşek ve katır sırtlarında Soğukoluk’a getirilen meyve ve sebzeler. Soğukoluk çevresindeki Kömürçukuru, Eblideresi, Müftülü, Nergizli ve Kozatlı köylerinde yetiştirilen ürünler buraya eşek ve katırların sırtında getirilip satılıyor. Soğukoluk bu bölgenin en gelişmiş köyü olduğu için önemli bir pazar. Hem yerli halk hem de gelen turistler onlar için önemli bir müşteri kitlesini oluşturuyor.

SOĞUKOLUK DENİNCE AKLA KINALITEPE GELİR

Soğukoluk hakkında biraz daha bilgi almak istediğimizde bize muhtarın yardımcı olabileceğini söylediler. Telefon edilerek haber verilen Muhtar Uğur Tat bizi kahvehanede karşıladı. Ancak sohbet burada değil manzaralı bir yerde olsun diye bizi Kınalıtepe’deki restauranta götürdü. Dört dönemdir Soğukoluk Muhtarlığı görevini yürüten Uğur Tat’ın sözleriyle işte Soğukoluk: “Soğukoluk 1938’den önce, Fransızlar döneminde belediyeymiş. Belediye Başkanı ise Ayvazyan imiş. Hatta o zamanlar burada bir otel yapmış ve yol olmadığı için turistleri katırlarla buraya çıkarırmış. Buranın elektriği ve suyu onun başkanlığı döneminde gelmiş. Daha sonra Ermeniler buradan gidince Türkmenler gelip yerleşiyor ve köy olarak tekrar şekilleniyor. Yazları buraya yaylacılar geliyor. Kalmak isteyenler için hem öğretmenevimiz hem de dayalı döşeli pansiyon görevi yapan evlerimiz var. Yöresel yemeklerimizin tadılabileceği lokantalarımız ve çay bahçelerimiz var. Turizm bölgesi ilan edildik. Yazları nüfusumuz 5 bini, haftasonları 15 bini buluyor. Yazları İskenderun, Belen ve Antakya’da sıcaktan duramazsınız ama buraya çıkarsanız buz gibidir, serinlersiniz. Köyün geçim kaynağı genelde esnaflık ama meyvecilik de yapılıyor. Buraya en çok Ortadoğu’dan gelenler var. Araplar denizi değil orman içinde yerleri, nargile keyfi yapacakları yerleri seviyorlar. Dağ ve deniz birarada. İskenderun’da, Arsuz’da denizde yüzebilir, akşam yatmaya buraya gelebilirsiniz. İtalya’dan, Yunanistan’dan, Lübnan’dan yöremize gelenleri büyük bir mutlulukla ağırlıyoruz”. Soğukoluk’ta doğanın korunmasına büyük önem veren muhtar Uğur Tat bunun karşılığını 1999 yılında Orman Bakanlığı’ndan verilen bir Teşekkür Belgesi ile almış.

Kınalıtepe tüm Soğukoluk’un en gözde piknik alanı. Milli Parklar koruma alanı içinde olan Kınalıtepe’den aynı anda dört yönü görebiliyorsunuz. Arsuz, İskenderun, Belen ve daha öteleri. Kınalıtepe’nin her yanı piknik ve doğa buluşmaları için hazırlanmış bekliyor. Masalar, temizlenmiş ağaç çevreleri ve araçların girişleri için yollar yapılmış. Kınalıtepe’de bulunan restaurantta yörenin güzel ve lezzetli yemeklerini Akdeniz ve İskenderun manzarası eşliğinde tadabiliyorsunuz. Kaz dolması, firik pilavı ve Akdeniz’e özgü kebap çeşitleri, humus, babagunnuş, mumbar, semizotundan yapılan haydari Kınalıtepe’de yiyebileceğiniz yiyecekler arasında bulunuyor.

Kınalıtepe’nin yanısıra Antiyon, balıklı havuz, Meryem Ana Kilisesi, eski askeri kamp alanları görülecek yerler arasında. Burada bulunan tarihi Meryem Ana Kilisesi Soğukoluk merkezine yakın bir yerde. Soğukoluk’un iki kilisesinden biri. Üç yıl önce restore edilerek daha modern bir yapıya kavuşturulan kilise bütün Hıristiyan cemaatlerine kapılarını açmış. Katolik Meryem Ana Kilisesi’nin bir başka önemi de geniş olanaklara ve güzel manzaraya sahip misafirhanesinin Antakya ve çevresinde bulunan kiliseleri görmeye gelenleri, özellikle St. Pierre Kilisesi’ni görmek isteyen Hıristiyanları ağırlamasıdır. 20’den fazla odasıyla Antakya’ya gidenlerin konaklama ihtiyaçları bu kilisede karşılanıyor.

Ulaşım: Belen İlçesi-Sarımazı Mahallesi yol ayrımından itibaren 8 kilometrelik asfalt bir yol ile Soğukoluk’a giden yola ulaşırsınız. Ayrıca Soğukoluk’a Belen ve İskenderun’dan minibüslerle de gidebilirsiniz. Konaklama için Soğukoluk’da pansiyon tipi evlerde mevcut.

0 Comments:

Post a Comment